19 Ekim 2013 Cumartesi

FUTBOLUN TARİHÇESİ ///


Günümüzde büyük kitlelerin ilgi odağı olan futbol oyununun, ilk olarak nerede ve hangi tarihte oynandığı kesin olarak bilinmemektedir. Zamanımıza kadar uzanan bazı tarihi buluntulardan çıkarılan sonuçlara göre , futbolun geçmişi M.Ö.3000 yıllarına kadar dayanır...


Asya'da Türklerin yaşadığı Orta Asya, Çin, Japonya, İtalya, Fransa ve İngiltere değişik kaynaklara göre futbolun ilk oynandığı bölgelerdir.
Çin'de imparator Huang-Ti döneminde (M.Ö. 2697), askerlerin savaşa hazırlık amacıyla "Tsu-Chu" adıyla bir tür futbol oynadıkları, yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. Orta Asya Türkleri ile ilgili "La Tartarie" adlı Fransızca eserde , Tsang kentinde , bayanlar ve erkeklerden kurulu karma takımların ayak topu oynadıkları belirtilmektedir. Türk düşünürü Kaşgarlı Mahmud, 1072-1074 tarihleri arasında yazdığı "Divan-ı Lügat-i Türk" de eski Türk boylarının Orta Asya'da "Tepük" adıyla bir tür ayak topu oyunu oynadıklarından bahsedilmektedir.
Amerika kıtasına futbol, Meksika yoluyla gelmiştir. İspanyollar ve İtalyanlar modern şekliyle futbolun Güney Amerika'ya götürenlerin kendileri olduğunu iddia etseler de ayak topunun izleri Amerika'da yaşamış Aztekler, Mayalar, İnkalar gibi çok eski uygarlıklara dayanmaktadır. Meksika ve Peru yerlilerinin futbola benzer oyunlar oynadıkları bazı tapınaklardan, anıtlardan, duvar kabartmalarından ve heykellerden anlaşılmaktadır.
Avrupa'da ilk ayak topu oyunu M.Ö.100 yıllarında eski Yunan şehir devletlerinden Sparta'da "Episkyres" adı altında oynanmıştır. İtalyanlara göre ise, futbolu İngiltere'ye krallık dönemi İtalyan Futbolu "Giuocu del Calcio" oyunu olarak Jül Sezar'ın lejyonerleri götürmüştür. Dünyanın çeşitli yerlerinde sömürgeci bir imparatorluk kurmuş olan İngilizler, gittikleri yerlerde oynanan çeşitli futbol oyunlarını benimseyerek, kaynağı neresi olursa olsun , 12. Yüzyıldan itibaren İngiltere'de futbol oynamaya başlamışlardır.

Modern futbolun doğum tarihi 26 Ekim 1863 olarak kabul edilmektedir.

Bu tarihte on bir kulüp yöneticisi, Londra'da Great Queen Street'de Lincoln'un hanındaki Free Maso'nun meyhanesinde toplanmış ve futbol dünyasının ilk federasyonu olan İngiltere Futbol Federasyonu'nu kurmuşlardır. İlk Milli Futbol Federasyonunun kurulmasıyla, futbol oyunu sadece iki takımın bir topu rakip kaleye atmal için yaptıkları gelişigüzel bir mücadele olmaktan çıkmış, belirli kurallara bağlanmıştır.
İngiltere'den sonra bütün dünyada futbolun gelişmesini sağlayan önemli olay 1879'dan sonra başladı. Futbol kulüplerinin yöneticileri, takımlarında daha iyi oyuncular oynatabilmek için yabancı çevrelerden iş vererek, iyi futbolcular alma yoluna gittiler. Böylece Glasgow' dan Darwen şehrine futbol oynamak için getirilen İskoçya'lı futbolcular Dünyadaki ilk profesyonel futbolcular oldular.
Futbol'un oyun kurallarını düzenlemek, uygulatmak, denetlemek ve anlaşmazlıkları çözümlemek yetkilerini elinde bulunduran "International Boord" İngiltere, Galler, İskoçya, ve Kuzey İrlanda tarafından 1882 yılında kurulmuştur. Bu kuruluş, 1886 yılından sonra ulusal federasyonlarda en yetkili kurum olarak kabul edilmiştir. Daha sonra 1905 yılında FİFA (Uluslar arası Futbol Federasyonları Birliği) 'ya katılan bu kurum, FIFA'ya üye diğer üyelerden seçilen 4 temsilci daha katılmıştır. Bu kurum toplam 8 üye ülke temsilcisi ve 20 kişilik bir kurul tarafında yönetilir.
1954 yılında kurulan UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) 'nın düzenlediği Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 1956 yılında, Avrupa Kupa Galipleri Kupası ise 1963 yılında oynanmaya başlamıştır.
FIFA, 1991-1992 futbol sezonunda oyunu hızlandırmak ve daha çok gol atılmasını sağlamak amacıyla 1986 Meksika Dünya kupasından itibaren yapılan çalışmaların birikimi sonucu, oyun kurallarını ciddi olarak yeniden gözden geçirerek, kurallarda önemli değişiklikler yapmıştır. 1995 yılında Avrupa Adalet Divanı'nın Belçikalı futbolcu Bosman'ı kural dışı olarak yaptığı transferde haklı bulması, Avrupa Birliği Ülkelerde transfer sistemini alt üst etmiş , UEFA 1996 yılından başlayarak yabancı transferini serbest bırakmıştır.
Günümüzde her geçen gün yenilenen oyun kuralları, gelişen teknolojinin kullanılması, ayrıca yapılan yeni yatırımlar, modern futbolun, seyri hoş, hızlı ve bol gollü bir oyun sporu haline getirmiştir.

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Shotokan Karate


Shotokan Karate
 
Shōtōkan-ryū

Shotokan Okulunun tüm dünyada kabul edilen logosu
 Gōjū-ryū (剛柔流), Shitō-ryū (糸東流), Wadō-ryū (和道流) ile birlikte Dünya Karate Federasyonu  tarafından kabul gören dört Karate stilinden biri.
 
Shōtōkan-ryū (Japonca: 松濤館流,)


Shōtōkan-ryū


 
Günümüzde Japonya dışında en çok yayılmış stildir. Ryu kelimesi Japoncada metodoloji, metod, stil anlamına gelir. Adını stilin kurucusu olan Gichin Funakoshinin şiir yazarken kullandığı mahlasının, öğrencileri tarafından çalıştıkları Dojoya verilmesinden almıştır. Shoto Çam kokulu dalgalar, Kan ise okul anlamına gelir. Doğup büyüdüğü Okinawa adasında uzun yıllar Savaş Sanatları çalışan Funokashi, geleneksel karate tekniklerinin uygulanmasının çok zor olduğuna karar verdikten sonra, sanatın yediden yetmişe herkesin uygulayabilmesi ve Japonyada okullarda beden eğitimi derslerine girmesini amaçlayarak teknikler üzerinde düzenlemeler yapmıştır. Bu yüzden Usta, Karatenin özünü bozmak ve tekniklerin gücünü azaltmak konusunda eleştirilmiştir. Ancak Ustanın yaptığı düzenlemeler sayesinde teknikler gerçekten her yaşta sporcunun uygulayabileceği ve rahatlıkla kavrayabileceği hale geldiği için tüm dünyada yayılma imkânı bulmuştur. Bir karate tekniğinin güçlü bir şekilde uygulanabilmesi, sporcunun bu tekniği doğru bir şekilde çok tekrar etmesi ile sağlanır. Ancak geleneksel karate ekollerinde daha fazla fiziksel güce ve nefes egzersizlerine önem verilmiştir.
 
Funakoshi'den sonra
Gichin Funakoshi'nin 1957'de ölümünden sonra, öğrencilerinden Masatoshi Nakayama 1949'da kurulan Japan Karate Association (JKA) bünyesinde Shotokan adıyla çalışmalarını sürdürürken, Shigeru Egami Shotokan'ın Funakoshi'nin mirasına spor karate anlayışını hakim kıldığı gerekçesiyle, geleneksel karate anlayışını vurgulayan Shotokai araştırma akımını kurmuştur. JKA Batı'da, özellikle ABD'deki prestiji sayesinde Shotokan'ı dünyada en çok tanınan stil haline getirirken, Shotokai'ın etkisi sınırlı kalmıştır. Bugün dünyadaki karatecilerin yaklaşık %25'i Shotokan stilini izlemektedir. Türkiye'de ise karatenin ilk yıllarından itibaren Shotokan açık bir egemenlik kurmuştur. Türkiye Karate Federasyonu spor karate faaliyetlerinin yaklaşık %95'i Shotokan stilindedir.



.

Gichin Funakoshi

KatalarShotokan Kataları: Başlangıçta Gichin Funakoshi, 15 kata çalıştırmış ve daha sonra bunlara 11 kata daha katılarak, günümüz Shotokan'ının aşağıdaki 26 katası oluşmuştur:

• Heian Shodan
• Heian Nidan
• Heian Sandan
• Heian Yondan
• Heian Godan
• Bassai Dai
• Bassai Sho
• Kanku Dai
• Kanku Sho
• Tekki Shodan
• Tekki Nidan
• Tekki Sandan
• Chinte
• Empi
• Gangaku
• Jion
• Jiin
• Jitte
• Gojushiho Sho
• Gojushiho Dai
• Hangetsu
• Meikyo
• Nijushiho
• Sochin
• Unsu
• Wankan 
Dünya'da Shotokan: Bugün Güçlü Shotokan akımı mevcuttur. Bunlardan bazıları
• J.K.A. (Japan Karate Association) : Masatoshi Nakayama'nın kurduğu ve günümüzde Taiji Kase'nin(öldü) önderlik ettiği stil Keinosuke Enoeda(öldü), Shirai, Yahara gibi hocalara sahiptir. Grubun teknik direktörü (öldü)Asahi Sensei'dir.
Türkiye Temsilcisi Sensei Hakan Alpay’dir
• W.S.K.F(World Shotokan Karate do Fedaration)Sensei Hitoshi Kasuya 8.dan önderliğinde 1990 yılında kurulan Bugün Dünyada 86 Ülkede Faal olarak çalışan kendini ispat etmiş karateyi sadece sportif yönü ile ele almayan işin felsefi ve ahlaki yönünü’de araştıran karate do disiplininden taviz vermeden çalışan teknik bir federasyondur.
• Türkiye Temsilcisi Sensei Hayrettin Hamurcu’dur

 S.K.I. (Shotokan Karate International): 10.dan Hirokazu Kanazawa'nın kurduğu bu akım, günümüzde en güçlü Shotokan akımlarından biridir.
Türkiye Temsilcisi Sensei Mehmet Delioğlu'dur
• ITKF - USA (International Traditional Karate Federation) : Kurucusu Shihan Hidetaka Nishiyama olan akım özellikle Amerika da yaygın olup bu federasyonun
Türkiye Temsilcisi Shian Hakkı Koşar’dır.

Taekwondo

Tekvando Nedir? (Taekwondo)

Tekvando Resimleri
Tekvando Nedir? Uluslararası adı ile Taekwondo, çıplak el ve ayakla yapılan, ilk olarak Kore'de ortaya çıkan bir uzakdoğu savunma sanatı ve sporudur. Tekvando kelimesi, Korece Tae, Kwon ve Do kelimelerinin birleşiminden (TaeKwonDO) oluşmuştur. Yaklaşık 600'lü yıllarda ortaya çıkan ve birbirinden ayrı iki sistem olan "Ayak Sistemi" ile "Yumruk Metodu" zamanla bir araya getirilerek Tekvando ortaya çıkmıştır. Günümüzde tekvando büyük oranda ayak hareketlerinden oluşmaktadır.
Tekvando sporunda güçten ziyade hız çok daha önemlidir. Tekvando müsabakalarında rakibin tekniğinden kaçmak yerine, tekniği boşa çıkarıp ya da gard alarak etkisiz kıldıktan sonra karşı hamle yapılması esastır. Eğer yeterince hızlı olunursa, rakip daha tekniğini tamamlayamadan karşı darbe ile rakipten puan almak mümkündür.
Tekvando'da, tecrübe ve ustalığı belirtmek üzere kuşaklar kullanılır. Bu kuşaklar sırayla, beyaz, sarı, yeşil, mavi, kırmızı, siyah renklerdedir. Derecelendirmeyi kolaylaştırmak için, her iki kuşağın arasında bir de ara kuşak bulunur. Bu ara kuşak, öncesindeki ve sonrasındaki kuşakların rengiyle anılır; sarı-yeşil kuşak, kırmızı-siyah kuşak gibi. 4 ayda 1 kuşak sınavı yapılır, başarılı olanlar bir üst kuşağa geçerler. Başarıya göre ara kuşakları atlayarak yükselmek de mümkündür. Örneğin, sarı kuşak sınavına giren bir sporcu eğer üstün başarı gösterirse sarı-yeşil kuşak alabilir.
Kuşakların en üstü siyah kuşaktır. Siyah kuşaktan sonra yeni kuşak alınmaz. Bunun yerine siyah kuşağın derecelerini belirtmek üzere Dan alınır. Bunlar 1.Dan, 2.Dan, 3.Dan, 4.Dan, 5.Dan, 6.Dan, 7.Dan, 8.Dan ve 9.Dan'dır. Her Dan derecesi arasında belli bir bekleme süresi vardır. Bu süre Dan derecesi kadar yıldır. Örneğin, 4.Dan olan birisi 5.Dan'a geçmek için 4 sene beklemek ve ardından bir imtihana girmek zorundadır.

4 Haziran 2013 Salı

Squash

Squash

SquashSquash, geçen yüzyılın başlarında İngiltere Harrow üniversitesi'nde öğrencilerin tenis sahasının boşalmasını beklerken biraz oyalanmak için karşılarındaki duvara top atmalarıyla bulunmuş bir oyundur. Ritmik çarpma sesleri ile kişilik kazanmıştır. 1886 yılında oyunun kuralları ve saha boyutları belirlenmiştir. 1911'de, Tenis Komitesi tarafından resmen tanınmıştır.
Squash'ın yaygın olduğu ülkeler arasında İngiltere, Amerika, Yeni Zelanda ve Pakistan sayılabilir.
Squash, kenarları kapalı ve tenis alanına benzer bir salonda oynanır. Top ve raketle oynanan bir oyundur. Ancak tenis raketinden daha dar bir raketle ve yere bırakınca zıplamayan pinpon topu büyüklüğünde lastik bir topla oynanır. Yerde bulunan belirli çizgilere uymak zorunluluğu vardır. Ön duvarın kırmızı çizgilerle belirlenmiş alt bölümü ağ yerine kullanılır. Buraya tin adı verilir. Karşılaşmalar set halinde yapılır. Servis alanından yukarıya atılan top inerken, raketle vurularak duvardaki oyun alanına gönderilir. Tin bölgesine çarptığında, yerde iki kez sıçradığında ve oyun alanı dışına çıktığında oyun durur. Hata yapan topu kaybeder.
Oyun genellikle 5 set üzerinden oynanır. Setler arasında 1'er dakika, yalnız son set başlamadan önce 2 dakika ara verilir.
Squash, vücuttaki tüm kasları çalıştırırken beceri, dayanıklılık ve refleksleri geliştirir. Vücuda tümden güç, denge ve esneklik kazandırılır.

Neden Squash Neden Spor A.Ş.?

  • Tesislerin personel kadrosu öncelikle sporcuların memnuniyetini dikkate almaktadır.
  • Squash yapabileceğiniz tesisler konumları itibariyle kolay ulaşılabilirdir.
  • Tesislerde bulunan Squash sahaları kuruluşlarından itibaren gelişime açık bir prensiple devam etmektedir.
  • Tesislerde bulunan eğitmen kadrosu sporcu kimlikleriyle, gelen her sporcu adayına örnek teşkil etmektedir.
  • Squash eğitmenleri sporcu adaylarını bir müşteri olarak değil bir sporcu olarak görmektedir. Her eğitmen verdiği hizmeti öncelemektedir.
  • Eğitmenler profesyonelliklerini tercih ettikleri spor dallarındaki ve akademik anlamdaki başarıları ile desteklemektedir.

Yararlanabileceğiniz Tesisler

26 Mayıs 2013 Pazar

Polo Oyunu

Polo Oyunu
dss
polo-binici-oyunu-sopa-mallet
Polo oyunu 2 takımla ve her takımda 4 oyuncu ile oynanır. Kapalı alanlarda oynanan maçta 3 oyuncu olur. Sahanın uzunluğu 275 metre, eni ise 145-180 metre arasında değişebilir. Her takımın saha sonunda bir kalesi olur. Kalelerin yükseklikleri dikkate alınmaz.
Oyunda amaç en fazla golü atarak galip gelmektir. Bazı maçlarda saha durumu ve rüzgar değişikliği sebebi ile her golden sonra takımlar yer ve kale değiştirirler. Bazı maçlarda ise devre sonunda oyuncular atları değiştirirler.
Her maç 4 veya 6 devreden (chukker-chuk-çak-cak-chuck) oluşur. Her devre 7,5 dakikadır. Her devrenin 7. dakikasında bir uyarı zili ve sonunda da 7,5 uncu dakikada bitiş zili çalar. Uyarı zilinden sonra gol olursa devre otomatik olarak sona erer.
Oyuncular; numaraları ile oyundaki pozisyonlarını belirlerler. Buna göre:
1 numara hücum oyuncusu
2 numara orta alan hücum oyuncusu
3 numara pivot oyuncu
4 numara defans oyuncusu
Handikap turnuvalarında oyuncular -2 den 10 a kadar handikap ile derecelendirilirler. Toplam handikaplar da takımın handikap puanını belirler. Örneğin 16 gollü (handikaplı) bir takım, 17 handikaplı bir takımla karşılaştığında; 16 handikaplı takım maça 1 puan önde başlar.
Oyuncular dizlerini çarpışmalardan koruyacak özel dizlikler giyerler, ayrıca çizmeleri vardır.
polo-dizlikpolo-cizme-
Oyuncuların ellerinde bir çeşit bambu ağacından yapılmış esnek sapı, sert ağaçtan yapılmış ucu ile polo sopası (mallet) vardır. Bu sopalar ile top yönlendirilir, topa vurulur. Sopaların kalınlıkları ve boyları değişkendir.
polo-sopasi-mallet-65748mallet-polo-354657-sopasi
Polo Ponysi terimi hangi ırktan veya büyüklükten olursa olsun, polo oyununda kullanılan at için kullanılır. Ülkemizde sıkça rastlanan Türkiye Yerli Atı ve Arap Atı gibi atlar cirit oyununda olduğu gibi; polo oyunu için de ideal ırklardır.
pol-pony-ponisi-at
Tercih edilen atlar genellikle; hızlı manevralar için kısa bedenli-sağrılı olanlardır.
Atların bacak, eklem ve tendonlarını korumak amacıyla mutlaka bandaj kullanılır. Bandaj üstüne gaiter kullanımı da yaygındır.
 Kuyruk, polo sopalarına dolaşmaları önlemek amacı ile örülür, sarılır, bağlanır.
polo-pony-kuyruk-sailir
Kullanılan eyer derin oturuşlu, yüksek yastıklı tercih edilir. Başlık takımı burunsalıksızdır, sert bir kantarma ile tamamlanır, genellikle pelham ve çift dizgin kullanılır.


turnuva-polo-turnuvasi-tahta-bambu-equipment-accessories-malzeme-malzemesi-malzemeleri-binici-oyuncu-horseman-bandaj-ekipman-dizlik-at-diz-koruyucu-su-cizme-bot-boots-oyunu-polo-oyunlari-yarisi-yarislari-mac-maç-maci-maçı-match-racing-games-game-ati-binicilik-arena-in-kale-pole-goal-posts-sopa-sport-takim-takimi-spor-sporu-gol-goal-top-topu-ball-sopasi-mallet-4-dört-çim-cim-saha-alan-turkiye-nin-ilk-polo-takimi-atli
türkiye nin ilk atli polo takımı türkiye de kurulan kuruldu. ekip de 4 oyuncu. isimleri şöyle. oluşan
türk polo.com oyuncuları istanbulpolo.com izmirpolo.com ankarapolo.com istanbul izmir ankara anadolu polobinicilik poloatlisporkulubu polobinicilikkulubu
     

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Aikido


Aikido nedir, ne değildir? (Aikido yapar mısınız II)

Aikido nedir, ne değildir? (Aikido yapar mısınız II)
Ilk aikido dersime gecmeden evvel Aikidon'un ne oldugunu ve ne olmadigini anlatmak istiyorum;
Aikido en basit tanimlama ile zihin ve bedenin birbiriyle koordineli calismasi anlamina gelir. Kendini savunmada oldukca etkilidir. Kisinin kendi ekseninde (dairesel)yapacagi bir kac hareketle saldirgan veya saldirganlari ozellikle eklem kilitlemelerine odakli olarak etkisiz hale getirmesi amaclidir. Merkezi yani bulundugunuz noktayi korumak esastir. Saldirganin uzerine gitmeniz degil, onu etkisiz hale getirmek icin merkezinize cekmeniz ve etkisiz hale getirmeniz beklenir.
Aikido bir anlamda etkiye tepkidir aslinda. Yani ortada bir saldiri yoksa savunma da yoktur. Savunmanin olusmasi icin saldiri olmasi gerekir ve karsinizdakinin ilk temasi ile aikidonuz baslar.
Aikido yaparken zihniniz ve vucudunuzla oldugu kadar, uke!nizle yani size saldiran kisiyle de uyum icerisinde olmaniz gerekir.
Unutmamaniz gereken bir baska nokta ise aikidonuzu yaparken siz ve ukenizi icine alan cevrenin sizden etkilenecek veya sizi etkileyecek olmasidir. Bu yuzden cevrenizle de uyum icerisinde olmaniz gerekmektedir.
Aikidoda saldirma, kiskirtma yoktur. Aikido sevgi ve saygi uzerine kuruludur. Aikido musabakalari, yarismalari olmayan tek spor dalidir ve hic bir sekilde rekabete dayali degildir.
Aikido sadece boy-kilo uyumu olan insanlarin degil,kilolu yada tekerlikli sandalyedeki veya farkli fiziksel rahatsizliklari olan arkadaslarimizin da (mutlaka doktor onayi ve uzman hocalarin denetimi altinda ,cunku kimi hareketlerin fiziksel duruma ve calisma alanina gore adapte edilmesi gerekiyor) pratik yapabilecegi bir spor dalidir.
Aikidoya genis anlami ile bakmak istersek minder disina cikmamiz gerekiyor; Evde,is yerinde, politikada, arkadasliklarinizda, akliniza gelebilecek her yerde aikido yapabilirsiniz ve muhtemelen yapiyorsunuzdur da.
Nasil mi? 
Dun aikidonun kurucusu Moriehi Ueshiba Sensei'den bahsetmistim,Ueshiba diger savas sanati ustalarinin ve eski zaman savascilarinin birbirleriyle rekabetini inceledi. Onlar savasmanin varolmak icin bir zorunluluk ,zafere giden yol icin ise her turlu hilenin mubah oldugunu kabul etmisti.Savascinin Yolu anlamina gelen Bushido'nun yanlis anlasildigina inanan Ueshiba;
"Kisilerin kendileri ile,baskalari ve cevreleri ile surekli catisma,surekli kavga ,savas icerisinde olmalarinin yeryuzunu sadece yipratacagi ve yok edecegi'" sonucuna vardi.
"Dunya degismeye devam edecek(dramatik olarak),ama kavga ve savas en sonunda bizi yok edecek. Su anda ihtiyacimiz olan sey uyumun,ahengin teknikleri,rekabetin degil. Baris Sanati'na ihtiyacimiz var, Savas Sanati'na degil" diyen Morihei, Baris'in Sanati'ni yaratici zihin ve vucut disiplini olarak ogretti. Saldirganligin kontrol altina alinmasini ve hayatin korkusuzluk, ask, sevgi, arkadaslik, bilgelik barindiran yanlarini ortaya cikarmayi gosterdi.
Baris'in Sanati'ni mumkun olan en genis algilama olarak betimleyen Ueshiba, uzlasmanin,barisin prensiplerinin yani uyum, birlikte calisma, ve empatinin basarili ve cesur bir sekilde hayatin karsilastigimiz tum ama tum yuzlerine uygulanmasi gerektigine inandi.
"Hayat katilim gerektirir. Katilimda ise dusme riski vardir.Her dusus basari icin bir anahtardir.Her hata bize birseyler ogretir.Her basari dusus icin bir ertelemedir.Her basari da bize bir seyler ogretir."
Ve YOLCULUK devam eder

İaido


İaido Nedir


Budo
İaido’yu açıklamadan evvel, bu disiplini de içine alan Budo kavramı üzerinde durmak gerekir. Judo, Karatedo, Aikido, Kendo, İaido vb. tüm Japon savaş sanatlarını kapsayan Budo(武道) kelimesi, askeri anlamına gelen "bu(武)" ve yol manasına gelen "do(道)" sözcüklerinden oluşmakla beraber, neredeyse 400 yıldır “bir düşmana veya rakibe zarar vermenin yolları” manasında kullanılmamaktadır. Modern Budo'da bir dış düşman değil bir iç düşman vardır; yani aslında kendimizle mücadele ederiz. Yol manasındaki do, esasen pratik tecrübeye dayalı bir yaşam tarzına işaret eder. Dolayısıyla seçtiğiniz bir sanatta yetkinleşmek için çalışma "yol"uyla, aslında karakterinizi geliştirmeye çalışırsınız.
İaido (居合道)
İaido, çevreyle uyum olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz ‘İai’ ile yol - yöntem manasındaki ‘Do’ kelimelerinden oluşur. Yani çevrenizle ve kendinizle uyumun yoludur. Sportif bir disiplin olarak ele alırsak, bir rakip olmaksızın kendi kendinize bazı koreografileri takip ederek yaptığınız teknik hareketleri içerir. Böylece yoğun bir fizik ve konsantrasyon çalışması yapmış olursunuz.
İaido Çalışmanın Amacı
İaido çalışmanın amacı topluma yararlı, iyi bir insan olabilmektir. Bu da vücut ve zihninizi eğiterek, kişiliğinizi kuvvetlendirerek olur. Bu amaca erişebilmek için:
  1. İaido’yu düzgün öğrenip tekniklerini çalışarak sağlıklı bir vücuda sahip olmalı; basit, ağırbaşlı ve kendi ayaklarınızın üzerinde durabildiğiniz bir yaşam tarzının peşinden gitmelisiniz.
  2. Kişilik gelişimi üzerinde her zaman durulmalıdır. Budo’da vücut duruşu, tavır ve teknik çalışma yoluyla zihin geliştirilir. İaido’da da aynı şekilde teknikler doğru kavranmaya çalışılır ve vücut kuvvetlendirilirken zihin de düzgün bir şekilde eğitilmiş olur.
  3. Görgü ve saygı İaido’daki en önemli unsurlardır, her durumda gözetilmelidir.
İaido Çalışmanın Getirdiği Kazanımlar
  1. Prensiplere bağlılık ve vefa anlayışı, vatanına, milletine ve insanlığa yararlı olmayı sağlar. Aynı zamanda kişilik gelişimine de katkıda bulunur.
  2. Saygı, hürmet anlayışı karşılıklı eşitliği öne çıkartır.
  3. Kararlılık anlayışı topluma faydalı olabilme iradesini geliştirir.
  4. Tutumluluk anlayışı dengeli bir hayat getirir.
İaido Çalışma Tavrı
İaido düzgün ve ciddi bir tavırla çalışılır. Bu sayede vücut ve zihnin eğitime odaklanması sağlanır. İaido’da da diğer Budo branşlarında olduğu gibi saygı ve hürmete büyük önem verilir. Saygı ve hürmet mutlaka gözetilmeli ve prensiplere bağlılık üzerinde durulmalıdır. Aksi takdirde kişinin İaido’dan bir fayda sağlaması mümkün değildir.
İaido’nun Sportif Bir Disiplin Olarak Kendine Özgü Yanları
  1. Yaş, vücut yapısı ve cinsiyet gözetmeksizin herkes İaido yapabilir.
  2. Uygun, düzgün ve kişisel bir egzersiz kısa bir süre içinde gerçekleştirilebilir.
  3. Çalışma kapalı ve küçük bir alanda, hava şartlarından bağımsız olarak tek başına yapılabilir.
  4. Konsantrasyon oranını arttırır.
  5. İyi huylar edinilir, daha barışçıl bir karakter geliştirilir.
  6. Vücudunuz kuvvetlenir, duruşunuz düzelir.
  7. Kritik bir anda doğru karar verebilme yeteneği gelişir.
Kılıcın Kınında Kalması Kavramı
Budo’nun ve temelde İaido’nun özü kılıcı çekmeden galip gelebilmektir. Dolayısıyla İaido çalışarak eğitimli ve zorluklar karşısında yılmayan bir ruh ve zihin geliştirilir. Bu da şiddete başvurmadan problemlerin üstesinden gelebilmeyi sağlar.
İaito
İaito (İai kılıcı), İaido’da kullanılan eğitim kılıcıdır. Gerçek Japon kılıcına görüntü olarak benzemekle beraber çelikten değil, daha kırılgan, yumuşak ve hafif alüminyum – çinko alaşımından imal edilir. Keskin değildir, biley tutmaz, dolayısıyla keskinleştirilemez. Herhangi bir temas için uygun değildir, böyle bir durumda kırılır veya eğilir. Sportif amaçlı ve bireysel çalışma içindir. Japonya’da çelik kılıç yapıp satmakla ilgili yasal düzenlemeler olduğu için güvenli bir alternatif olarak tasarlanmıştır ve bütün dünyada İaido eğitiminde kullanılmaktadır.
Seitei Iaido
Japonya Kendo Federasyonunun (ZNKR) 1969 yılında, önde gelen geleneksel İaido okullarından derleyerek hazırladığı İaido sistemidir. Seitei İaido bugün Japonya’da ve dünyanın geri kalanında en çok kabul gören ve uygulanan İaido sistemidir.
Not: Aşağıdaki metin Japonya Kendo Federasyonu’nun (ZNKR) 1969 yılında hazırladığı ZEN NİPPON KENDO RENMEİ İAİ adlı Seitei İaido sistemini anlatan kitabın önsözünden alınmıştır.